11 Ekim 2011 Salı

unutmana izin veriyorum


Şuan yoksun ya yanımda..ne sesini duyuyor; ne de mutlu musun bilmiyorum ya hani; seni düşünüyorum..yine aklıma geliyorsun hem de hiç sayamadığım kadar..mesela bi fimden ya da çok sık gittiğin bi yerden konu açıldığında sen varsın hep; okuduğum kitapta sen, dinlediğim müzikte sensin..unutma demiştin ya belli ki ben de istememişim..
Kaynaklarından birisin mutluluğumun..evet, sensiz de seni düşünerek mutluyum ben..bulutların arkasına saklanan güneşin varlığı gibiyiz birbirimizin hayatında; görmesek de bildiğimiz..
Tuhaf olan seni hissediyorum, en azından merak ettiğini, beni düşündüğünü biliyorum; ama bir şey var uzak tutan, bilmediğim bir şey aramızda engel olan… günaydın demeni, mesaj gelirse uyanman için telefonunu yastığının altında tutmanı, uyudun mu diye sormanı özledim.. adı ne bilmiyorum,aşk değil sevgi değil; bambaşka bişeysin sen… alışkanlık yaptın bende ve galiba özledim seni ben…
Sessizliğinle ben de çekildim kabuğuma, belki de en zorunu yapıp unutmana izin veriyorum..

2 Ekim 2011 Pazar

hayata ara vermek güzeldir o an


Her şey günlük güneşlik hayat çok güzelken.. hatta  kimi zaman polyannacılık oynayan, yaşamda mutluluğu büyük küçük ayırt etmeden arayan.. sevdiklerini mutlu etmeye çalışıp onların sevinçleriyle kendi hayatına neşe katan insan..evet o hiç mutsuz olmaz

Gün geçer uyumak istemez gözlerinden uyku aksa da, ağlamak ister ama sevdiklerini üzmemek için saklamak zorundadır artık; yolda yürürken, otobüste giderken o kadar insandan gözyaşını saklamayan insan.. onca kalabalığın içinde kendini yalnız hissettiğinden midir bilinmez… ağlamayı senden öğrendim diyen biri vardır telefonda, aynı anda gözyaşları süzülürken gözlerinden; az önce de dün bütün gece sayıladığını öğrenmiştir..neler oluyor bana… ağlamak ister ağlasa daha da ağlıyacak hiç bitmiycektir..

Çok yorgun görünüyorsun’ cümlesini duymaya başlar.. kendi dahil hiçbir sevdiğine vakit ayıramaz durumdadır. Hayat bu mudur diye sormaya başlar.. ne kadar da acımasızca büyütüyor bizi..hep beklemediklerimizi veriyor bize; kimi zaman güvendiğimiz dağlara  kar yağıyor kimi zaman da  planlarımızı altüst edip hiç ummadığımız bi noktada bırakıyor bizi..mutlulukla mutsuzluğu aynı anda yaşasa da mutsuzluk daha baskın çıkmaya onu yiyip bitirmeye başlamaz mı ki..

İşte o gün uyur hiç uyanmıycakmış gibi, uyur uyur saatlerce..onu uyandıran sadece ya kapı zilidir ya da çalan saatidir; aynı yerden devam eder uykuya..evet sonunda kavuşmuştur huzuruna uyurken sayıklamalarına, gördüğü rüyalarına rağmen..hayata ara vermek güzeldir o an

Uyanıp gözlerini açtığında hayata geç kalmış, mutsuzlağaysa kaldığı yerden devam etmektedir..üşüyerek ve ne hissedicene karar vermemişce boş ve düşünceli bakar çevresine.. ne olursa olsun bu ruh halinden sıyrılıp yaşamdan payıma düşen mutluluğu alcam der ve hayatının yeni bir dönüm noktasını başlatır