24 Aralık 2011 Cumartesi

bitmesin

uykuya susamışken ırmak bulduğunda boğulmaktan korkarmısın hiç...ya da var mı yok mu olduğunu bilmediklerin canını acıttı mı...hissettiklerinle düşündüklerinle ve de davranışlarınla bir bütünken sen..karmakarışık duygularla bir o kadar karışık cümleleri sıralarsın peşpeşe..bazen ne dediğin önemli değildir, sadece susmamak istersin...suskunluğundan korktuğun anlar olur yalnız kalmaktan korktuğun gibi...garip bir duygudur içindeki, senin tarifleyemediklerini anlatamazsın da....git geller bitmez bitürlü; kararsızlıklar meraklar
hayat bir o kadar yorarken sen de baya birşey eklersin bunlara, ümitler beklentiler..mutluluğunun kaynağı sebepsizce sen olmadıkça, acı da vardır sonunda...sebepsizse mutlu ol; ki kimse mutluluğunu bozamasın...güneşin ışınlarıyla mutlu ol mesela, neşe katsın içini içine sığdırmasın, olmadığında da saklandığını geleceğini bil! mesela yağmuru sev cama çarpan damlaların fısıltısını bir güzel yapsın içini...çok konuştum dağınıkça bi kaç kelime serptim...hiç bitmesin mutluluğun azaldıkça arttır sadece :)

20 Aralık 2011 Salı

korkuyorum

korkuyorum rüya sandığım şeyden uyanmaktan ve o an seni yanımda bulamamaktan..korkuyorum sana ulaşmaya çalışmaktan, kazandığım an kaybetmekten korkuyorum..
avuçlarımın içindeki sevgiyi inciltmekten ya da ben farketmeden uçup gitmesinden..tırtılın kelebeğe dönüşmesinden..
fırtınalı havalardan da korkuyorum...belki herşeyi alıp gitmesinden; elimdeki mutluluktan sevdiklerime, bazen hissetmekte zorlandığım içimdeki yaşama sevincimden, düşlerimdeki sene..korkuyorum fırtınanın sesinden ürkütüyor beni aniden...sesini de özlüyorum zaten..şimdi gitmeliyim demenden korkuyorum...hatta ya demeden gidersen, ama seni bilirim sessizce gitmezsin; hiç mutlu kal demeden gittin mi ki....
şairin de dediği gibi ölmek daha kolaydır sevmekten..yaşamak için sebeplerim azalırken, devam etmek için hayata sevmeyi seçip seni yazıyorum yaşanacaklar hanesine ömrümün..korkuyorum seninleyken sensizleşmekten..korkuyorum seni ulaşamadan kaybetmekten..


21.12.201
04.50

17 Aralık 2011 Cumartesi

seninle ağlamak istedim ilk defa


bendeki yerini daha bir anladım bugün, daha bir hissettim. seninle başladım güne ve seninle hayata güzel bakmaya devam ettim, söylediklerinle beni düşünmenle mutlu olup güldüm çevreme..güzeldi, hayat böyle sürüp gidebilir mümkünse ….

birkaç alışveriş yaptım, bir de adını çok beğendiğim spatifilyum diye bir çiçek aldım..diğer adı barış çiçeğiymiş…çok beğendim, çiçeği daha önce bilmeme rağmen adını yeni öğrendim..saksıda, bolca yeşil yapraklar içinde birkaç beyaz mısırımsı çiçekleri var..ama en çok da adını sevdim..

ani bir haber geldi sana…aradığımda sonra konuşalım demiştin..üzülme derken sen, bir süre içimde tuttum gözyaşlarımı..merak ettim hep, dua ettim ve biliyor musun ilk defa bu kadar çok yanında olmak istedim..ağlıyorsam, üzgünsem ve yalnız kalıp duygularımı yaşayabilecek bir kabuk bulmuşsam gerisi önemli değildir normalde…insanlardan ve kalabalıktan kaçtım..tek kaçış yolumu denedim belki de..herkesten uzaklaşabilmek için uykuyu seçtim…kıpkırmızı, şiş gözlerle ve durmasına rağmen heran ağlayabilme potansiyeliyle başka bir tercih kalmamıştı..

seninle ağlamak istedim ilk defa…anladım ki tüm duyguları seninle yaşamak istiyorum, seninle gülüp seninle ağlamak,seni hissederek hayata bakmak..

uyumak istemedim senden önce, aradaki mesafelere rağmen yanında ve asıl 'iyi değilim' diycek olursan telefonun diğer ucunda olmalıydım..seni daha tanımadan seviyorum galiba…


18.12.2011

14 Aralık 2011 Çarşamba

......................................


ordan burdn

kırılan potlar da yapısmıyo galiba :/


-bi nefes aldım geldim 
-abi yaa o dediğin yerde mutluluk tebessüm anlayış gibi şeyler de varmıdır?


-merve mi meryem mi 
-merve (ordan meryem gibi mi duruyorum)


merğer susmak insanın içiyle konuşmasıymış, kendimle konuştuğumda farkettim


evet itiraf ediyorum senden sonra gittim dedemin insanlarını izledim!


mutluluk hiç beklemediğin anda gelen güzel bi haberdedir, hele bunlar ardarda gelirse uçma dursun!

bana beni anlat

bana beni anlat...kendimi bilmediğimden değil bilirsin, dışardan nasıl göründüğümü merakımdan..sevdiklerimin tarafından nasıl olduğum sadece..bana beni anlat aniden olmaki deme..farketmedin belki ama beni üç kelimeyle anlattın...bugün üç kelime için anlatmam gerektiğinde farkettim..3kişiye 3 kelime sevme ile ifade etti ve hepsinin birbiriyle en az bir ortak noktası oldu..kimi maddeler tek kelimeye sığmıycak kadardı, kimisi sessizce düşünülcek kadar; kimisi hemen söylenilebilecek kadar netti..ve bilmiyorlar belki ama bu üç insan beni bu kelimelerle öyle mutlu etti ki..hiç olmadık daa bir de unutmadan hiç olmaık birine lakap takmasını istedim...hiç olmadığı kadar dalgın hiç olmadığı kadar değişkendim bu bikaçgün..
kendimi o kadar yanlız hissederken..hemde yanımda yürüyen bir yabancıdan yürümeye devam etmesini diliycek kadar..o derece o kadar hisleri değişmişken nasıl olur da bu kadar değişir..işte bu üç insan bu sözcükleriyle yanımda olduğunu hissettirir :)

7 Aralık 2011 Çarşamba

MASUMİYETİN RESMİ

yine

tüh yaaa yine kendimle başbaşa yakalandım..hadi gecenin bi saati olmasa neyse de..uykudan özellikle kalkmış içimle iki kelime etmek için..uyumadan önce de ağlayamamıştım zaten..ağlamak isteyip gözyaşlarımı tutuyorsam ya da yarıda kesmek zorunda kalıyorsam ve dahası gecenin bi yarısı saatlerce uyuyamıyorsam, uykuyu çok sevmeme rağmen, durum vahim demektir..beni tanıyanlar çok iyi bilir...ben kendimi tanıyamaz oldum ya hadi neyse..galiba artık biraz gözlerimi dinlendirmeliyim..benim olmayan, bana sadece emanet olduğundan..yazdıkça yazasım, sustukça susasım geliyor..şimdi uyamaya  gidiyorum, uyuyacağımdan şüpheliyim ama...yatağıma yatıp düşüncelere dalıp bir o tarafa bir bu tarafa dönücem, bu ruh halimle savaşıp yorgun düştüğümde yastığımdaki damlalarla bir kaç dakika uykuya dalıcam muhtemelen..umarım yine kabus görüp de uyanmam...durumum vahim anlaşılan, dahası ne olacak merak ediyorum ya hadi hayırlısı....

hüzünlendim


Daha bir hüzünlü bir gün başlıyor.. daha bir farklı duygularla….son zamanlarda bu kadar yoğunlaşmışmıydı bilmem ama..Ağladıkça ağlayasım gelen gözümde tek bir damla tutmak istemediğim bir gün daha.. Bu günleri nasıl atlatıcam bilmeden…
            Seninle dünkü kırgınlıktan sonra kendime kızmak değil de şaşırdım… bu ben miyim bu kadar değişmişmiyim..sen mi biraz fazla alındın ben mi biraz fazla kırdım.. o kadar korumaya kollamaya çalıştığım seni üzmek değildi amacım biliyorsun..
            Bu sefer bir farklıydı… Dünkü gidişinden sonra sinemaya gittim, sırf ağlamak için hüzünlü bir film seçtim.. ağlamak, ağlarken sebep göstermeden rahatça kendi dünyamdaki fırtınalara karşı koymamak için.. Bilirsin sevmem yalnız film izlemeyi, hüzünlü bir filmde ne kadar ağlayabileceğimi de en iyi sen bilirsin..sen beni en iyi bilenlerdensinbirgün önce dostum dediğimiz ertesi günü..
            Hayata kaybetmek de var kazanmak da; bilirim kabullenirim..hayatımda kaybettiklerim oldu, yerine kazandıklarım olsa da her insan gibi… ama seni kaybettiğimi hissetmek çok koydu, bu sefer bir başka oldu yüreğim.. ne kırgınlıklar yaşadık, ne tripler attık birbirimize , az nazımızı çekmedik ama bu farklıydı.ilk defa gidişini hissettim..hayatımdaki boşluğunu, gittikten sonra bendeki yarayı hissettim.
            Ardından ilk defa yalnızlık bıraktın, ümit yerine; bir süre sonra gelicek her şey eskisi gibi olucak diyemedim..bu sefer daha bir yalnızlaşmış hissettim kendimi be dostum…elimdekilere daha bir sarıldım..mesela dün gece kalemimi bırakmak istemedim..içimdeki kimsenin bilmediklerini bilen kalemimi kimse alsın istemedim..daha bir içten kucakladım sevdiğimi, sebepsizce davranışıma şaşırsa da..sevgimi ertelemedim bu defa, o da yarına kalsın demedim bu sefer…
            Bugün daha bir yalnızdım.gün ve günler daha yeni başlıyor..en baştan daha bu kadar incildim..senin deyiminle baya bir burulmuşum anlaşılan…..

            Bu sabah da yine bol bol hüzünlendim..başımı yasladım metronun demirine, kulağımdaki müzik eşliğinde şöyle bir süzer gözle baktım etrafımdakilere..çoğu bir şeylere dalmış düşünüyordu..şurda duran baya elindeki telefonuyla baya bir ilgili..okula gitmek üzere olup elindeki birkaç kağıdı okuyan bir öğrenci vardı, muhtemelen sınava girecek..kendi öğrenciliğimi hatırladım bian..kapının yanında inmeyi dört gözle bekleyen genç bir kız..ortada bana en yakında olan iki genç evli veya sevgili…kızın yüzünü görüyorum; o kadar mutlu ki, bir şeyler söyleyip tebessüm ediyor..baktım da gözlerinin içi gülüyor..hayat neşesi gözlerinin parıltısından okunan insanı daha bir severim..ne güzel nazar değmesin diyorum..inmeye yakın elele tutuşuyorlar; mutlular yani, az da olsa mutlu insanlar görmek etrafta iyi geliyor bana…ha unutmadan, pencerenin yanında genç bir delikanlı var, dışarıya bakıp dalıyor..daha bir kötü oluyor içim…hadi yanımda olmayan sevdiklerimi, telefonla ulaşamadıklarımı, hissedemediklerimi geçtim de; benim bir pencerem bile yok diyorum..yanlızlığımı onunla geçiştirebileceğim bir pencerenin yokluğunu bile hissediyorum o an..
            Çok geçmeden iniyorum ve otobüste hemen bir cam kenarında ve arka taraflarda bir yer buluyorum kendime..sadece bir pencere olsun kafamı çevirip bakabileceğim; insanlardan soyutlanıp ne burada ne dışarıda olmayı istediğim..daha az insan görsün istiyorum göz yaşlarımı..ve işte pencere kenarı ve arka sıra kendimi daha bir yalnızlaşmış hissediyorum…ağladıkça ağlıyor, arada gözyaşlarımı örten saçımı düzeltiyorum.Hayat öyle zor ki diyorum kendime..
            Bunları yazarken de bırakmak istemiyorum kalemimi, sanırım gitmeliyim artık..hayat devam ediyor.yapmam gereken sorumluluklarım bıraktığım yerde duruyor.ben neredeyim bilmiyorum ya gerçi….en kısa zamanda tekrar gelicem beni hiç bırakmayan kalemime….

07.12.2011

5 Aralık 2011 Pazartesi

yine böyleyim şu sıralar


   yine böyleyim şu sıralar..gece uyanıp sonra da uyumak istemiyorum uyku kaçması dedikleri şey bu mu acaba…ben ve uyku kaçması hayırdır bakalım..ağlamayı özleyen gözlerle bakıyorum etrafa, yazdıklarını görünce daha bir duygulanıyorum..bir yandan da söyleniyorum şu birkaç alerjik kabarıklık mıdır yoksa böceğimsi sineğin ısırığı mıdır. bugünü düşünüyorum biran, hani insan uyumadan önce yapar ya ben, yastığa başını koyarken hemencik uyumuş insan evet bi uyku arası molayı bekliyorum galiba.
   yine kendimle baş başa kaldığım bir an daha bulmuşken bırakmıyorum, bırakmıyorum kendimi birkaç kelime etmeden..evet sen bilmiyorsun ama pek bir özler oldum seni..bir sen bu kadar iyi geliyorsun bisen beni düzeltebiliyorsun sanırım..bi insan bu kadar mı özler iç sesini, bu kadar mı hasret kalmıştır kendine. her an fırsat kolluyorum, bazen dinliyorum onu, bazen de anlatıyorum söyleyecek kelimelerim varsa..bazen de sessizce anlıyoruz birbirimizi..yanlış anlaşılmasın bencilleşmedim daha, bir o anlıyor sanki beni yoksa durum daha o kadar vahimleşmedi.
   şu sıralar pek bir içedönük yaşıyorum nedendir bilmem..herşeyden uzaklaşmaya ve birazda sessizleşmeye başladım..ara ara gülüyor bazen de konuşuyorum, yaşıyormuş gibi yapıyorum kısacası…depresyon başlangıcı tanısıyla kendime şöyle bir uzaktan baktım da…görmediğim bikaç şey daha varmış..insanları mutlu etme mutluluğunu hissetmek istiyorum..
   evet duydum seni bir garipleştin diyorsun..biri olsa çoktan deli demişti ya..psikiyatrın o tanıyı koymayı bırak vahim bir sorun görmediğini söylerim..sen kendinle sohbet etmeyeli baya olmuş galiba derim..

06.12.11