22 Temmuz 2013 Pazartesi

ne bu med-cezir'ler ?

Med cezir, damlacıkların gökyüzü ile deniz arasındaki yolculuğudur belki de.. iki mavi, bazen ufuk çizgisiyle ayırt edilen bazense bir bütünümsüdür. Doğadan mı yansımıştır bilinmez, yoksa mizacında mıdır insanın.. geri dönüşleri vardır, kararsızlıktan çok acabalar öyleyseler yer alır.. o kadar çok ikilemi hatta birbirini tamamlayan ikiliyi içinde barındırır ki, gizlenenler ile söylenenler arası bir duvar oluşur birbirini aşmayan..
Gizlesen de bilinenler vardır. Bazen susarsın içinde olup bitenleri kimsenin bilmediği anlarda, sessizliğe bir anlam verilmediği veya seninle özdeşleşmiş olarak yaşandığı olur.. saatlerce süren boş konuşmalara ne demeli, kahkahaları, saçmalamaları olduğu kadar acıları, gerçekleri, samimiyeti de içinde barındıran.. birkaç cümleden sonrasının gelmediği de olur, kelimeler duymak isteyip, sadece sessizliği dinlediğin..
Belirsizlikler, evet-hayır dışında belki’yi de kabullendirten, sadece zamana bıraktığın gibi, bazı bazı seni çıldırtanlardır. Belirsizlikler, kararsızlıklar.. hepsi içinde koşul cümleleri, gitmeleri, dönüşleri ve belki de geçmişi barındırır.
Yanıtları beklediğin sorular vardır, diğer yanıtları zincirleme bağladığın.. Beklediğin sorular gelmediğinde hazırladığın cevaplar bir rafa kalkacaktır belki de.. suskunluklardan bile anlam çıkarılır oldu, iki dakika hayata dalmıştım, hayallere kapılmıştım diyemezsin, anlamıştır anlıyacağını..
Zaman, en göreceli kavram, nasıl da değişir algısı bir andan diğerine, en fazla da ‘anmak’ barındırır içinde, sürekli çalışan hafızası durdurak vermeden kullandığı bir kısmıdır insan beyninin.. hissedilen, algılanan herşey bir ‘anı’ya götürebilir.. diğer taraftan ‘özlemek’ , yıllarca hasretini çektiğin ya da henüz ayrıldığın ve unutmamacasına sakladığındır kimi zaman.. bir de kendini hatırlatmalar var tabi, hayatın karşımıza defalarca çıkardığı veya unutmaya yüz tutarken canlandırmak adına geri dönüşler.. kafanın bir köşesine yer edip takılan veya anımsayıp da umursamadığındır.

Ne bu med-cezirler ne bu gidip geri gönüşler?

14 Temmuz 2013 Pazar

günlerdir evden çıkmamış gibi gecesi gündüzüne karışmış durumda pek bir canı sıkkınsındır. herşeyden heryerden ve herkesten kaçar gibisin, ne gitmek ister ne de kalmak.. konuşmakla konuşmamak arasıdır istediğin insan topluluklarının arasından geçip gidersin bir başına, kiminin ses tonu yüksek, kimi anladığın dilde konuşur, kiminin dilini anlasanda konuşması sana uzak kaçar. plansızca çıkarsın belki de ya da yapman gereken bir şey için, sonrasını düşünmeden akışına bırakıp kafana eseni yaparak, savrulduğun yöne gidersin..   yürürken o yokuşu, hatırlarsın düşünürsün olanları, olacakları, kendini, insanları ve yaşamı..  anılar biriktirdiğin yere varırsın biranda,  bilmeden içindeki birşeyler sürüklemiştir belki de..   hayatına yön verdiğin önemli gün, yer ve anılardan biridir bu mekan.. sonra yerine yenilerini eklediğin daha mutlu hissetmek için başka anılar yüklediğin yerdir. ara ara kaçıp gelir huzuru bulursun, sessizlik, dinginlik ve dahası .. yalnız kalıp sessizce düşünmek istediğinde, oturursun şuradaki ahşap masalardan birine; bir şeyler yazarsın, yazdıkça yazasın anlattıkça anlatasın vardır. kelimeler cümleleri, harfler heceleri kovalarken saçmalamaya başlarsın belki de. nedenini bilmeden.. insanların bakışlarından, yalnız oturuyor olduğundan seni suçlamalarından ya da anılara dalmaktan.. durdurmak istemezsin kalemi soluksuzca yazar.. gözlerini kapatmak istemezsin, yüzüne yaşların akmasını da tabii .. bir kaçış mıdır bilinmez.. insanların konuşmadan sessiz olmasını dilerken, ben burayı böyle sevdim deyip gülümsersin içten.. saatlerce oturmak istediğin ama nedenini bilmeden bianda kalkıp gittiğin mekan.. sen nasıl birşeysin.. 14.07.13

neden?

kimilerince anlamsız, ama bir o kadar da değerli bir kelime..niye sorarsın ki yaşamana bak işte der bir ses..
bazen sadece meraktan, bazen de sonraki cümlelerin çözüm olabileceği ümidi..
onca karmaşıklığı gidermek içindir, çevrende veya kendi içinde,
bazen de sadece başka bir sorunun yanıtıdır; hiç diyebileceğin kadar kısa, anlatamayacağın kadar uzundur cümleler..
cevapları olmayan sorular sormak değildir amaç
aynı satıra yazmak gibi cümleleri, zaman kazanmaktır belki de hayattan..bir kez daha düşünebilmek içindir, cevabını bildiğin ya da bilmek istemediklerindir
gözleri dolmuş direnmektir ağlamaya, ertelemektir kırılma noktalarını, bitiş ve başlangıçları..
her soru gibi anlamsız gelebilir diğer insanlara..boşver aynı gözle bakmıyoruz ki manaya.. içinde kopan fırtınaları bilmemesidir, seni tanımamasıdır kim bilir..
yazmak ama sadece yazmak istermisin sen de kimi zaman.. cümlelerin, kelimelerin karışık olsa da olur, hatta saçmalayabilirsin bile, nedensizce gibi görünse de sen bilip gizlersin içinde...

28.05.2013