23 Haziran 2012 Cumartesi

şemspare


Gönülden yazılmış her roman, her hikâye, her kelime bir şemsparedir... 
Güneş parçası...

Kararır gökyüzü bazen; 
kasvetli bulutlar kaplar semayı. 
Hayatın ritmi durağanlaşır, sohbetler bildikleşir, 
içimizde birikir yalnızlık hissi. 
Nasıl özleriz güneşi o zaman,
griler içinde aradığımız 
bir tutam renk demeti.
Peri tozu gibi, inceden.

Gönülden yazılmış her roman, 
her hikâye,
her kelime bir şemsparedir... 
Güneş parçası... 

Düşer omuzlarımıza, 
kar tanesi gibi usulca, 
yağmur gibi yıkar ruhumuzu, arındırır tozdan kirden tekdüzeliklerden...


Elif Şafak

21 Haziran 2012 Perşembe

Evening Primrose





İlginç özelliklere sahip otsu bir bitkidir.Lale iriliğinde ipeksi sarı çiçekleri gün boyu kapalı durur. Güneşin tam battığı anda yaprakları açar, bu zaman da akşam ezanına isabet ettiğinden "Ezan Çiçeği" ismi verilmiştir. "Gece Mumu Çiçeği" olarak da bilinir.

Güneş battığı anda aniden açılarak şaşırtıcı bir gösteri sunar. Ezan okunduğu sırada aniden çiçek açarak görenleri etkiler. Ertesi gün öğlene doğru sönen çiçeklerin ömrü bir gündür. Ertesi sabah bir önceki gün açan çiçekler kapanır ve aynı çiçek bir daha açmaz. Ancak bol tomurcuk verdiği için problem olmaz. Baharda rozet biçimi etli ve tüylü yaprakların ortasından uzun bir sap çıkarır. Bu sapın üzerinde yaz boyu açacak olan tomurcukları taslak halinde bulunur. 1.5 metre uzayabilir.İyi drenajlı herhangi bir bahçe toprağında yetişir. Gün boyu güneş görmelidir. Çiçek açmaya mayıs ayında başlar ve yaz boyu sürdürür. Sıcaklarda düzenli olarak sulanır. Sonbaharda çiçek sapları toprak seviyesinde kesilir. Bitki fazla uzun ömürlü değildir ama tohumları dökülerek her yıl bir çok fide verir. Bu fideler ilkbaharda istenilen yerlere şaşırtılır. Sonbaharda çiçek sapları toprak seviyesinde kesilir. Bitki fazla uzun ömürlü değildir ama tohumları dökülerek her yıl bir çok fide verir.

alıntı

17 Haziran 2012 Pazar

...aslında hayat...

sorduklarının cevaplarını yaşarken öğreten tek sınavıdır hayat..her defasında farklılıklarla şaşırtmayı başarabilen sana ve herkese özel muamele eden ilginç bir şey..farklı şeylerle sınayıp tepkilerini ölçer, büyütür de aynı zamanda...kimisini dünyaya bağlar, kimisini de yavaş yavaş uzaklaştırır.

yeri gelir kopamazsın alışkanlıklarından, gittiğin mekanların anıları vardır, şarkılar hep birşeyler hatırlatır...sonra bir bir uzaklaşırsın vazgeçilmezlerin en aza iner...birçok eşyanı geride bırakıp telefonunu alıp çıkabilirsin mesela, ulaşılmak istemediğinde kapatırsın, evini işini hatta kimi zaman mesleğini bile değiştirirsin..yavaş yavaş uzaklaşırsın sevdiklerinden, hep yanında olmalarını istesen de hayat koşuşturmacası...hala aynı derecede üzülsen de daha az kızar daha fazla tolerans gösterirsin, üzüntülerin bile mutu ettiği bir insan haline gelirsin..gün gelir bağlandığın yalnız birşey kalır hayatta kalmanı sağlayacak tekşey..işte hayatın özüne ulaşabilmek için tek yoldur seçmek isteyene...mutlu olabilmek ve mutlu edebilmek için tek seçenek

artık hayatın getirdikleriyle yaşarsın...planların daha esnektir olmasa da olurları da içerir, hatta plansız yaşamak istersin..bi bakmışın hayal edemeyeceğin sürprizler seni bekler, bir kapı kapanırken açılan diğer kapılara bakar onlarla mutluluğun zirvesine ulaşmış bulursun..hiç ölmeyecekmiş gibi tedbirini alır, yaşamın her an bitebilecekmiş gibi yaşarsın..başlarda sürekli suçlasan da artık hayatı sevmeye ve anlamaya başlarsın

hayatın büyütmesine ve olgunlaştırma çabalarına rağmen, yaşadıkça hala daha öğrenecek çok şey var..ne kadar yaşına yaş katsan da ruhunun bir yanı hala çocuksu kalacak..

17.06.2012

7 Haziran 2012 Perşembe

umut denen şeyden vazgeçebilsek keşke

umut denen şeyden vazgeçebilsek, bende hep olması gereken yerinde olsan keşke..
tüm olumsuzluklara, gelmeyeceğini bilmeme rağmen beklemesem mesela..
birgün telefonum çaldığında adını gördüğümü hayal etmesem, çok az da olsa gelebiliriteni düşünmesem..
sırf seni hatırlattığı için arkadaşıma aldığım hediyeyi kendime saklamasam mesela..
hayatımdaki önemli anlarından birkaçını erteleyip bendeki yerini belli etmesem

'neden' kelimeseini tam söyleyecekken cevabı duymak istediğimden emin olmayıp susmasam bazı bazı
içimdeki umudu küçücük de olsa, yok edebilsem ne varki....

06.06

farklıydı


farklıydı bu sefer, birçok şeyin farkındayken..ilk defa böyle hissettim.daha önce de yanımda sen vardın, sevincimde mutluluğumda her daim hissettiğimde...
peki içimdeki bu sevgi onu da mı bana sen verdin..hiç beklemeden bu derece bağlanıp kendi halime ben bile şaşırıp..senden ve senin gönderişinden midir bu sevgi yoksa bir imtahan daha mı?
ne yapacağımı bilemez oldum..karmakarışık olan kafam gözlerimde yaşla geceleri bir yarısı uykuları kaçan, iştahı azalan biri haline döndüm durdum..
ben gönlümü nu kadar kolay vermezdim kimselere..gitmezdim bilmediğim bir serüvenin peşine yanımda sen olmasan..gözyaşlarımsa çaresizliğimden evet neyapacağımı bilmediğimden..
daha önce hiç böyle sevmemiştim. hele gözlerinde yaşama amacımı görecek, o gözlere dalıp gitmek isteyecek kadar.
beklemek, inanmak ve güvenmekten başka birşey gelmiyor elimden bu sefer.
bana verilen bir lutuf değilsen bu sefer peşinden koşmayacağım ne kadar kaybetmeyi istemesem de...

03.06.2012

belki


belki diye başladı herşey...aniden geldin hayatıma belki de geçerken uğradın.gönderilen bir lutuf gibi.içimdeki tedirginlik huzursuz ediyordu ben, bir değişikti bugün, mutluydum seninle bir gün biteceğini bile bile...
hep bakmak istedim gözlerine dalıp gitmek istedim, saatlerce sessizliğini dinlemek...gönderileni sevdim gönderenden ötürü; mesele o'nu bulabilmekti herşeyde....
kafamda onca soru işareti varken, herşeyi O'na bıraktım aslında.merak içinde sessizce bekleyişe koyuldum.neredeyse dünyadan koptum, ne karnım acıktığında yemek yedim ne de alışverişe çıktığımda birşey beğendim. kazanmadan kaybetmek istemedim belkide
hayatta beraber yürüyüp son nefese kadar el ele gitmeyi; gözlerinin içine her baktığımda yaşama amacımı tekrardan hissetmeyi istedim..
ne cümleleri toparlayabildim ne kafamdakileri..kendime de şaştım seni de anlamaya çalıştım.şimdilik burda bırakmak istiyorum herşeyi..gönlüm razı olmasa da zaman...

02.06.2012