Daha bir hüzünlü bir gün
başlıyor.. daha bir farklı duygularla….son zamanlarda bu kadar yoğunlaşmışmıydı
bilmem ama..Ağladıkça ağlayasım gelen gözümde tek bir damla tutmak istemediğim
bir gün daha.. Bu günleri nasıl atlatıcam bilmeden…
Seninle
dünkü kırgınlıktan sonra kendime kızmak değil de şaşırdım… bu ben miyim bu
kadar değişmişmiyim..sen mi biraz fazla alındın ben mi biraz fazla kırdım.. o
kadar korumaya kollamaya çalıştığım seni üzmek değildi amacım biliyorsun..
Bu sefer
bir farklıydı… Dünkü gidişinden sonra sinemaya gittim, sırf ağlamak için
hüzünlü bir film seçtim.. ağlamak, ağlarken sebep göstermeden rahatça kendi
dünyamdaki fırtınalara karşı koymamak için.. Bilirsin sevmem yalnız film
izlemeyi, hüzünlü bir filmde ne kadar ağlayabileceğimi de en iyi sen
bilirsin..sen beni en iyi bilenlerdensinbirgün önce dostum dediğimiz ertesi
günü..
Hayata
kaybetmek de var kazanmak da; bilirim kabullenirim..hayatımda kaybettiklerim
oldu, yerine kazandıklarım olsa da her insan gibi… ama seni kaybettiğimi
hissetmek çok koydu, bu sefer bir başka oldu yüreğim.. ne kırgınlıklar yaşadık,
ne tripler attık birbirimize , az nazımızı çekmedik ama bu farklıydı.ilk defa
gidişini hissettim..hayatımdaki boşluğunu, gittikten sonra bendeki yarayı
hissettim.
Ardından
ilk defa yalnızlık bıraktın, ümit yerine; bir süre sonra gelicek her şey eskisi
gibi olucak diyemedim..bu sefer daha bir yalnızlaşmış hissettim kendimi be
dostum…elimdekilere daha bir sarıldım..mesela dün gece kalemimi bırakmak
istemedim..içimdeki kimsenin bilmediklerini bilen kalemimi kimse alsın
istemedim..daha bir içten kucakladım sevdiğimi, sebepsizce davranışıma şaşırsa da..sevgimi
ertelemedim bu defa, o da yarına kalsın demedim bu sefer…
Bugün daha
bir yalnızdım.gün ve günler daha yeni başlıyor..en baştan daha bu kadar
incildim..senin deyiminle baya bir burulmuşum anlaşılan…..
Bu sabah da
yine bol bol hüzünlendim..başımı yasladım metronun demirine, kulağımdaki müzik
eşliğinde şöyle bir süzer gözle baktım etrafımdakilere..çoğu bir şeylere dalmış
düşünüyordu..şurda duran baya elindeki telefonuyla baya bir ilgili..okula
gitmek üzere olup elindeki birkaç kağıdı okuyan bir öğrenci vardı, muhtemelen
sınava girecek..kendi öğrenciliğimi hatırladım bian..kapının yanında inmeyi
dört gözle bekleyen genç bir kız..ortada bana en yakında olan iki genç evli
veya sevgili…kızın yüzünü görüyorum; o kadar mutlu ki, bir şeyler söyleyip
tebessüm ediyor..baktım da gözlerinin içi gülüyor..hayat neşesi gözlerinin
parıltısından okunan insanı daha bir severim..ne güzel nazar değmesin diyorum..inmeye
yakın elele tutuşuyorlar; mutlular yani, az da olsa mutlu insanlar görmek
etrafta iyi geliyor bana…ha unutmadan, pencerenin yanında genç bir delikanlı
var, dışarıya bakıp dalıyor..daha bir kötü oluyor içim…hadi yanımda olmayan
sevdiklerimi, telefonla ulaşamadıklarımı, hissedemediklerimi geçtim de; benim
bir pencerem bile yok diyorum..yanlızlığımı onunla geçiştirebileceğim bir
pencerenin yokluğunu bile hissediyorum o an..
Çok
geçmeden iniyorum ve otobüste hemen bir cam kenarında ve arka taraflarda bir
yer buluyorum kendime..sadece bir pencere olsun kafamı çevirip bakabileceğim;
insanlardan soyutlanıp ne burada ne dışarıda olmayı istediğim..daha az insan
görsün istiyorum göz yaşlarımı..ve işte pencere kenarı ve arka sıra kendimi
daha bir yalnızlaşmış hissediyorum…ağladıkça ağlıyor, arada gözyaşlarımı örten
saçımı düzeltiyorum.Hayat öyle zor ki diyorum kendime..
Bunları
yazarken de bırakmak istemiyorum kalemimi, sanırım gitmeliyim artık..hayat
devam ediyor.yapmam gereken sorumluluklarım bıraktığım yerde duruyor.ben
neredeyim bilmiyorum ya gerçi….en kısa zamanda tekrar gelicem beni hiç
bırakmayan kalemime….
07.12.2011
anlatım dilin hoş; lakin yazıların imla kurallarından ırak üstü başı dağınık bir sokak çocuğu gibi...denedikçe daha güzel şeyler çıkacaktır ortaya...nice güzelliklere
YanıtlaSil