7 Aralık 2011 Çarşamba

hüzünlendim


Daha bir hüzünlü bir gün başlıyor.. daha bir farklı duygularla….son zamanlarda bu kadar yoğunlaşmışmıydı bilmem ama..Ağladıkça ağlayasım gelen gözümde tek bir damla tutmak istemediğim bir gün daha.. Bu günleri nasıl atlatıcam bilmeden…
            Seninle dünkü kırgınlıktan sonra kendime kızmak değil de şaşırdım… bu ben miyim bu kadar değişmişmiyim..sen mi biraz fazla alındın ben mi biraz fazla kırdım.. o kadar korumaya kollamaya çalıştığım seni üzmek değildi amacım biliyorsun..
            Bu sefer bir farklıydı… Dünkü gidişinden sonra sinemaya gittim, sırf ağlamak için hüzünlü bir film seçtim.. ağlamak, ağlarken sebep göstermeden rahatça kendi dünyamdaki fırtınalara karşı koymamak için.. Bilirsin sevmem yalnız film izlemeyi, hüzünlü bir filmde ne kadar ağlayabileceğimi de en iyi sen bilirsin..sen beni en iyi bilenlerdensinbirgün önce dostum dediğimiz ertesi günü..
            Hayata kaybetmek de var kazanmak da; bilirim kabullenirim..hayatımda kaybettiklerim oldu, yerine kazandıklarım olsa da her insan gibi… ama seni kaybettiğimi hissetmek çok koydu, bu sefer bir başka oldu yüreğim.. ne kırgınlıklar yaşadık, ne tripler attık birbirimize , az nazımızı çekmedik ama bu farklıydı.ilk defa gidişini hissettim..hayatımdaki boşluğunu, gittikten sonra bendeki yarayı hissettim.
            Ardından ilk defa yalnızlık bıraktın, ümit yerine; bir süre sonra gelicek her şey eskisi gibi olucak diyemedim..bu sefer daha bir yalnızlaşmış hissettim kendimi be dostum…elimdekilere daha bir sarıldım..mesela dün gece kalemimi bırakmak istemedim..içimdeki kimsenin bilmediklerini bilen kalemimi kimse alsın istemedim..daha bir içten kucakladım sevdiğimi, sebepsizce davranışıma şaşırsa da..sevgimi ertelemedim bu defa, o da yarına kalsın demedim bu sefer…
            Bugün daha bir yalnızdım.gün ve günler daha yeni başlıyor..en baştan daha bu kadar incildim..senin deyiminle baya bir burulmuşum anlaşılan…..

            Bu sabah da yine bol bol hüzünlendim..başımı yasladım metronun demirine, kulağımdaki müzik eşliğinde şöyle bir süzer gözle baktım etrafımdakilere..çoğu bir şeylere dalmış düşünüyordu..şurda duran baya elindeki telefonuyla baya bir ilgili..okula gitmek üzere olup elindeki birkaç kağıdı okuyan bir öğrenci vardı, muhtemelen sınava girecek..kendi öğrenciliğimi hatırladım bian..kapının yanında inmeyi dört gözle bekleyen genç bir kız..ortada bana en yakında olan iki genç evli veya sevgili…kızın yüzünü görüyorum; o kadar mutlu ki, bir şeyler söyleyip tebessüm ediyor..baktım da gözlerinin içi gülüyor..hayat neşesi gözlerinin parıltısından okunan insanı daha bir severim..ne güzel nazar değmesin diyorum..inmeye yakın elele tutuşuyorlar; mutlular yani, az da olsa mutlu insanlar görmek etrafta iyi geliyor bana…ha unutmadan, pencerenin yanında genç bir delikanlı var, dışarıya bakıp dalıyor..daha bir kötü oluyor içim…hadi yanımda olmayan sevdiklerimi, telefonla ulaşamadıklarımı, hissedemediklerimi geçtim de; benim bir pencerem bile yok diyorum..yanlızlığımı onunla geçiştirebileceğim bir pencerenin yokluğunu bile hissediyorum o an..
            Çok geçmeden iniyorum ve otobüste hemen bir cam kenarında ve arka taraflarda bir yer buluyorum kendime..sadece bir pencere olsun kafamı çevirip bakabileceğim; insanlardan soyutlanıp ne burada ne dışarıda olmayı istediğim..daha az insan görsün istiyorum göz yaşlarımı..ve işte pencere kenarı ve arka sıra kendimi daha bir yalnızlaşmış hissediyorum…ağladıkça ağlıyor, arada gözyaşlarımı örten saçımı düzeltiyorum.Hayat öyle zor ki diyorum kendime..
            Bunları yazarken de bırakmak istemiyorum kalemimi, sanırım gitmeliyim artık..hayat devam ediyor.yapmam gereken sorumluluklarım bıraktığım yerde duruyor.ben neredeyim bilmiyorum ya gerçi….en kısa zamanda tekrar gelicem beni hiç bırakmayan kalemime….

07.12.2011

1 yorum:

  1. anlatım dilin hoş; lakin yazıların imla kurallarından ırak üstü başı dağınık bir sokak çocuğu gibi...denedikçe daha güzel şeyler çıkacaktır ortaya...nice güzelliklere

    YanıtlaSil